İzmir’de Ege Ordusu Komutanlığının sevk ve idaresinde düzenlenen Efes-2024 Birleşik, Müşterek Fiili Atışlı Arazi Tatbikatı'nın gündüz safhası denizden yapılan kara bombardımanıyla başladı. Tatbikatı takip eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarda bulundu. Terörle mücadelede kararlılık vurgusu yapan Erdoğan, "Suriye'nin toprak bütünlüğüne dair eylemleri yakından takip ediyoruz. Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde, Suriye ve Kuzey'inde terör örgütünün teröristan kurmasına asla izin vermeyecek." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Efes-2024 tatbikat bölgesindeki konuşmasından satır başları şöyle:
“Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Vatanımızın dört bir yanında görev yapan güvenlik güçlerimize selamlarımı iletiyorum. Tatbikatta sizlerle olmaktan bahtiyarlık duyuyorum. Kendi askerlerimizin dışında 45 ülkeden 2 bine yakın personel katılıyor.
HİÇBİR ÜLKEYİ HEDEF ALMIYORUZ
Tatbikata destek verenlere teşekkür ediyorum. Efes 2024 tatbikatında hiçbir ülke hedef alınmıyor. Barışı destekleme harekatına dayalı senaryo ile icra ediliyor. Ordumuzun kabiliyetlerini artıracağına inanıyorum. Siber güvenlikte farkındalığa katkı yapacaktır. Milli sistemleri de tatbikatta kullanma fırsatı buluyoruz. 33 farklı silah ve aracın denemesini yapacağız. Tatbikata kamu kurumları ile sivil kuruluşlar dahil edildi.
Savunma sanayindeki yeteneklerimizi dost ülkeler ile paylaşmaktan memnuniyet duyduk. 5.5 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaştık. 10 milyarlık sözleşme imzaladık. Efes tatbikatını savunma sanayindeki tecrübemizi paylaşımımızın yeni bir sembolü olarak görüyoruz. Yer alan silah ve sistemler ülkemizin ulaştığı noktayı ortaya koymakta.
NE YAPILMASI GEREKİYORSA YİNE YAPARIZ
Kavganın değil barışın, iş birliğinin tarafıyız. Aynı coğrafyayı paylaştığımız ülkelerle yan yana yaşamak istiyoruz. Hiçbir ülkeye husumet beslemiyoruz. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Bize uzatılan eli havada bırakmayız. Bizimle iş birliği isteyen herkesle bağlarımızı kuvvetlendirmeye hazırız. Dostlarımızın sayısını çoğaltmak için pek çok adım attık. Türkiye küresel gelişimlerin uzağında bir ülke değildir. Çatışmaların ve krizlerin en yoğun yaşandığı coğrafyada bulunuyoruz. Karadeniz'den komşularımız olan Rusya - Ukrayna savaşı üçüncü yılına girdi. İstanbul süreci ile barışı tesis etme çabamız savaş lobileri tarafından engellendi. Ekonomik maliyeti artan bu savaşın ne zaman sona ereceğini kimse bilmiyor. Suriye'de hala kaos hakim. Örgütün Suriye uzantısı teröristan kurma hedefi ile bölge halkı üzerindeki tehditlerini yoğunlaştırdı. Haraç vermeyenlerin öz topraklarından sürülmesinden çocuk askere kadar her yola başvuruyorlar. Bölgemizi hedef alan sinsi planın olduğu anlaşılıyor. Suriye'nin toprak bütünlüğüne dair eylemleri yakından takip ediyoruz. Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde, Suriye ve Kuzey'inde terör örgütünün teröristan kurmasına asla izin vermeyecek. Ne yapılması gerekiyorsa yaptık, aynı durumda harekete geçmekten yine çekinmeyiz. DEAŞ'a karşı mücadele eden, hezimete uğratan tek NATO müttefiki biziz. Bu örgüt üzerinden ne yapılmak istendiğin, bölgemizde nasıl bir oyun oynanmak istendiğini iyi biliyoruz.
Biz bu hokkabazlıklara prim vermeyiz. Söz konusu ülkemizin toprak bütünlüğü ve milletimizin güvenliği olunca kimseyi dinlemeyiz, hiçbir tehdide boyun eğmeyiz. Bölücü terör örgütünün ve hamiliğini yapan güçlerin emrivakilerle hiçbir yere varamayacaklarını göreceklerine inanıyoruz.
BARIŞIN VE HUZURUN HAKİM OLMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Rusya, Ukrayna ve Suriye'nin yanı sıra komşumuz Irak da çatışmalardan yorgun düşmüş durumda. Tüm imkanlarımızla yanlarında olacağız. Pakistan'dan Afganistan'a, Libya'dan Somali ve Sudan'a, Türk cumhuriyetlerinden Balkanlar'a uzanan geniş coğrafyada barışın ve huzurun hakim olması için çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu ülkelerin güvenliğini kendi ülkemizin güvenliğinden ayrı tutmuyoruz. 30 yıl sonra Karabağ'ın özgürleşmesi ile bölgemizde tarihi bir fırsat penceresi açıldı. Bunun heba edilmemesi gerek.
İsrail'in Gazze'ye yönelik vahşi saldırıları artıyor. Önceki gün mülteci kampına düzenlenen hava saldırısı insanlığın bittiği noktaydı. Böyle bir vahşeti haklı gösterebilecek gerekçe olamaz. 15 binden fazla çocuk 10 binden fazla kadın Filistin topraklarında öldürüldü. 2,3 milyon insan göçe zorlandı.
TÜRKİYE KENDİSİNDEN BEKLENENİ YAPMAKTA
Savaşın da bir hukuku, sınırı ve ahlakı vardır. 36 binden fazla masumu öldürmek, camileri, hastaneleri, kiliseleri vurmak savaş değil apaçık bir soykırımdır. Bunu görmezden gelenler bu suça ortak oluyorlar. Ahlak ve vicdan sahibi kimsenin bu cinnet tablosunu kabul edeceğini düşünmüyorum. Bu vahşet tablosu karşısında Türkiye kendisinden bekleneni yapmakta. Gazze'de acil ateşkes temini için diplomatik çabalarımızı artırarak devam ettireceğiz. Sorumluların hesap vermesi için atılan tüm adımları destekleyeceğiz. Filistin devletini tanıyan tüm ülkelere teşekkür ediyoruz.
Etrafımız ateş çemberiyken ülkemizin güçlü olması bizim için tercihten öte mecburiyettir. TSK'nın sahada en üstün teçhizat ve sistemlerle donatılması temel gereklilik. 2002'den bu yana savunma sanayide millilik ve yerliliğin azami seviyeye çıkarılması için her türlü seferberlik gösterdik. 2002'de 5,5 milyar dolarlık savunma projeleri yürütülürken şimdiki projeler 96 milyar doları aştı. İHA ve SHİA üretiminde dünyanın ilk 3-4 ülkesi içindeyiz.”