2022 yılının ilk çeyreğinde havacılık sektöründe ücretli yolcu gelirleri (RPKs) bir önceki yıla göre ciddi oranda artmaya devam etse de, pandemi öncesi seviyesinin yaklaşık yüzde 40 altında kalmayı sürdürüyor. Özellikle bu yılın ilk çeyreğinde Çin’deki Omicron varyantı, Rusya-Ukrayna savaşı ve enflasyonist ortam negatif etkiler arasında yer alıyor. Diğer taraftan kargo cephesinde ilk çeyrekte güçlü tablo çizilse de, Mart ayında yolcu trafiğindeki negatif gerekçeler kargo birimini de etkiledi.
Bloomberg’ten Kutay KORAP’ın haberine göre, her ne kadar yolcu sayılarında havayolu firmaları pandemi öncesi seviyesinin altında kalsa da, kargo birimleri ciroyu desteklemeyi sürdürüyor.
Aşağıdaki tabloda yer alan havayolu firmalarının kargo gelirleri; hem bir önceki yılın hem de 2019’un ilk çeyreğine göre önemli oranda yükselirken, ciro içerisindeki paylarında da artış görüldü. Deniz yolu nakliyedeki aksaklıklar ve artan maliyetlerin yanı sıra, hızlı tedarik konusundaki talebin sürmesi hava kargoyu destekliyor.
Yolcu sayılarında ise geçen yılın ilk çeyreğine göre artış sürerken, çoğu firma da pandemi öncesinin altında kalmaya devam ediyor.
2022 yılının ilk çeyreğinde küresel havayolu firmalarının ciroları pandemi öncesi seviyenin yaklaşık yüzde 30 civarında altında kalırken, Türk Hava Yolları cirosunu pandemi öncesinin üzerine çıkardı. Özellikle gerek pazar payı gerekse toplam gelir içerisinde kargo payı en yüksek firmalar arasında Türk Hava Yolları yer aldı. Pegasus’ta ise ciro pandemi öncesinin sadece yüzde 7 altında bulunuyor.
Dünya genelinde seyahat kısıtlamalarının kaldırılması ve TL’nin yabancı para birimlerine karşı değer kaybı Türkiye’yi cazip turizm destinasyonu haline getiriyor. 2022 yılının ilk çeyrek rakamlarına göre; Türkiye’de dış hatlar cephesinde yolcu sayılarında toparlanma iç hatlara görece daha iyi bir performans ortaya koyuyor.
2022 yılının ilk üç ayında Türk Hava Yolları 12 milyon 650 bin yolcu, Pegasus 4 milyon 850 bin, TAV Havalimanları ise 2022 yılının ilk üç ayında yaklaşık 10 milyon yolcu misafir etti. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sektör açısından belirsizlik yarattı. 2000’li yılların başında toplam turist içerisinde Rus ve Ukraynalı ziyaretçilerin toplam turist içindeki payı yüzde 8 iken, geçen yıl bu oran yüzde 27’lere ulaştı.
İşgal sonrasında iki ülke vatandaşlarının alım gücündeki azalma, savaş belirsizliği ve önceliklerin değişmesi sektör açısından bir risk unsuru oluşturabileceği düşünülüyor. Fakat Avrupa Birliği ve ABD’nin Rusya’ya yaptırımları sonrasında Türk firmalarının bu süreçten olumlu etkilenebileceği de savunuluyor.
Rus havayolu firmalarının uçuşlarının olmadığı ve ülkeye giriş-çıkışlarda yaptırım uygulayan şirketlerin operasyonlarını sağlamadığı ortamda Türk şirketlerinin avantaj sağlayabileceği düşünülüyor.
Ayrıca kargo operasyonları olan Türk Hava Yolları, savaşın verdiği tedarik zincirindeki aksamalardan yararlanabilir. İç hatlar tarafında ise tavan bilet fiyat uygulamasının yukarı çekilmesi, alım gücündeki bozulma ve tatil fiyatlarındaki önemli artış oranları yolcu sayıları açısından risk unsuru oluşturabilir.
Şirketlerin net işletme zararı azalmaya devam ederken maliyet yönetimi, gelir elde edebilme kapasitesinin geri dönmesi ve küresel mobilitenini ivmelenmeye devam etmesi etkili oldu.