Yetkili sendikaya ağır ithamlar içeren Havayolu Çalışanları Sendikası Hava-Sen’in açıklaması şu şekilde:
Sayın Üyelerimize ve Basınımıza Duyuru,
26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi büyük gayretler sonucu 105 gün sonra imzalandı. 225 gün (yetki aldıkları 1 Eylül 2018 den beri) anlamsız bir şekilde hiç bir şey yapmadan çalışanı oyalayıp son gün son dakikada işverenin önlerine attığı evrakın içine kendilerini garantiye alacak maddeleri de dahil ederek imzalamak ne büyük başarıdır !!!
Bu sendika kime hizmet etmektedir ? İmzalanan TİS çalışana ne getirmekte ne götürmektedir. Hangi görüşmede hangi maddelerde anlaşma sağlanmıştır. Hatırlayınız ; 24 ve 25. TİS’ler son dakikada arka odadan imzalı olarak önlerine gelmişti. Neden 3 yıllıktır ? 3 yıllık TİS kimin menfaatlerini korur. Bu güne kadar mevcudunun % 75’ini oluşturan ve aidat gelirinin % 90’nı ödeyen uçuculardan bir tek oy bile almadan yetkili sendika olanlar o koltuklarda nasıl oturup kendilerini garantiye alırlar. Anayasa ve Kanunların suç saydığı ‘Sendikal ayrımcılığı’ sonuna kadar yapıp anayasayı bile çiğneyenler bu gücü nereden alıyorlar. Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır ve er geç bir gün mutlaka tecelli edecektir. Ancak çalışanın emeğini, alın terini kendilerine menfaat ve ikbal malzemesi olarak kullananlar bunun hesabını nasıl vereceklerdir ? Bize üye olanlar da olmayanlar da oynanan oyunun farkındalar. Yetkili sendikaya üye olmayanlar bu şirketin bu günlere gelişinde, milyar dolar kârlarında hiç mi katkısı yok. Şimdi onlardan nasıl şevkle hizmet bekleyeceksiniz. Neye dayanarak % 3 eksik ödeme içeren protokolü imzalarsınız. Yani yetkili sendikaya üye olmayanın cebinden para alıyorsunuz, bunu kendisine bildirme gereğini bile duymuyorsunuz. Fark ederse de efendim protokol var diyorsunuz. Hukuk bunun neresinde ? Şirketimiz 58 yıllık sendikal yaşamda bu tür hatalara düşmediğini gördük, yine düşmeyeceğini umut ediyoruz. Aksi halde adaletin vereceği kararlara hep beraber şahit ve razı olacağız.
A0 kadrosunu kabul ederek legal hale getirdiniz. Uçucular ile ilgili konuları ötelemişsiniz yani bundan sonra işveren kabul etmezse yapacak bir şeyiniz yok. Veya işverenin istediği gizli protokolları imzalamaya devam ederek geçen dönem olduğu gibi pek çok hak kaybına sebebiyet verirsiniz. Sabaha kadar uçup 06.00 da uçuştan geleni, akşam 18.00 da tekrar uçuşa göndermeyi taahhüt ediyorsunuz. Madde 95 3/d benti ‘’uçuş mesaisinin bittiği gün içinde başka mesai açılamaz’’ şeklinde düzeltilmelidir. 12 saat minimum dinlenmenin 4 saati yollarda. Kalan 8 saat şahsi temizlik, dinlenme, iaşe, sosyal ihtiyaçların giderilmesi ve yeni uçuşa hazırlanma. Tek kelime ile ‘’insaf ‘’ . Uçucuları Avrupa’nın kendi şartlarına göre hazırladığı FTL’e teslim ediyorsunuz. İnsani değerlerde hiç bir düzenleme yok. Hâla yeni meydana nasıl gideceğini kara kara düşünenler var. 18 saatlik mesaiden dönen arkadaşımıza direksiyona geçip evine gitsin diyorsunuz. Nasıl olsa benzin parasını verdik demek doğru mu ? Kaç arkadaşımız bu durumlarda kaza yaptı, hatta hayatını kaybetti biliyor musunuz? Düşük maaş grubundaki arkadaşlara seyyanen zam, pas ve up grade şartları, haksız atılanların durumu, sinyorite listesi, durum fişi onaylanmadan kabin amiri uçurulanlar, yol ve taksi nedeniyle uzayan mesailer, sıcakta karda kışta açık ve uzak park yerlerinin durumu, babalara kreş yardımı, terminal ve apronda görev yapanların sorunları, en doğal ihtiyaç olan personelin mesaide yemek sorunu, vs.. Yetkili sendika bunları neden görüşmez. Kendi yaptığınız duyurulardaki hangi konuyu TİS kapsamına aldırabildiniz. Kuzey Anadolu otoyolundaki tırlar, kamyonlar daha mı önemli. Yoksa önünüze atılanı imzalamak durumunda mı kaldınız. 225 günde hiç bir maddede anlaşma olmadan (çünkü görüşemedin bile) bir günde nasıl tüm maddelerde anlaşıp TİS’i imzaladın. Yoksa yetkin mi düşüyordu ?
FTL in gizli protokollerinde imzaları olanları unutmayacağız, unutturmayacağız.
İmza öncesinde verdiğiniz vaatleri, ‘’kırmızı çizgilerinizi ‘’ unutmayacağız, unutturmayacağız. Odadan çıkıp uslu çocuklar gibi imzaladığınız TİS’ i ne karşılığında imzaladığınızı unutmayacağız , unutturmayacağız.
Patronunuz işverenin önünüze attığı TİS’i imzalama derdinde iken yeni hava alanına taşınma öncesinde, taşınma sürecinde, taşınma sonrasında personelin yaşadıklarına kulaklarınızı tıkamanızı unutmayacağız, unutturmayacağız.
Personeline yemek çıkarmaktan aciz işverenle mücadele etmesi gerekirken, aylık 4 milyon aidat toplayan yetkili sendikanın, yeni havaalanında nöbetçilere 1 liralık simit dağıtarak dalga geçmesini unutmayacağız, unutturmayacağız.
Unutmayacağımız diğer önemli bir konu da, sendikal baskıların geldiği boyutta, Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamaları ile yeni bir hukuki süreç başlatılmasının önünün açılmasıdır. Savcıları göreve çağıranların olduğu bu süreçte, hukukun nasıl harekete geçeceğini merakla takip ediyoruz. Elimizde her türlü sendikal baskının delilinin olduğu bu durumun adli yollarla çözülme şekli en çok HAVA- SEN üyelerine yarayacaktır. Şu anda yaşandığı iddia edilen sendikal baskıların kat be kat daha fazlasını yaşamış bir sendika olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısının sonuçlanmasını umut ediyoruz. Uçuş emniyeti hiçe sayılarak, uçuş esnasında kokpitte işten atılma tehdidi yapılanlardan tutun da, salonlarda personele hangi sendikaya üye olmalarının söylendiği toplantılar tertip edilmesi, atılma tehdidinin yapılması ve sendika yöneticilerinin işten atılması dahil her türlü örneği yaşayan HAVA-SEN bu süreçte yine haktan ve hukuktan yana olacak ve görev işaret edilen savcılara her türlü desteği verecektir.
Sayın İşveren, bir grup görevli koskoca Türk Hava Yollarına kötülük yapma gayreti içinde. Yakın geçmişte bu tür kişilerin ülkemize yaptıklarını gördük. Eğer onlardan değilseniz Lütfen uyanın ve bu kumpasa onay vermeyin. İş barışını bozmayın, aidiyet duygusunu yıkmayın, çalışanın emeği alın teri, onur ve gururu ile oynamayın. Sendikal ayrımcılık yapmayın. THY tarihinde emsali olmayan kötülüklerle anılmayın. Sizler bir gün gideceksiniz ama bu Şirket ve çalışanları hep kalacaktır. Unutmayınız ki kanunlardaki boşluklar daima çalışan lehine yorumlanır.
Değerli arkadaşlar, senaryo ortadadır. Hiç bir şey yapmadan kanunun verdiği süreler sonuna kadar beklendi ve sonunda çaresizlikten işverenin hazırladığı TİS imzalanmak zorunda kalındı. Ve bu başarı hikayesi oldu. Çalışan, üreten, ömrünü, emeğini veren ve Şirketimizi yücelten, ayda 3-4 milyon lira aidat ödeyen sizsiniz. Ama ezilen, umursanmayan, sömürülen de sizsiniz. Anayasa ve 6356 sayılı Kanun Madde 17 bent 3 ‘Hiç kimse sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamaz’ diyor. İstediğiniz ve sizi temsil edecek sendikaya geçmek elinizdeki telefon ile bile mümkün. Onuruyla ve gururuyla dimdik ayakta duran arkadaşlarımıza sizler de katılın. Sizin adınıza mücadeleye biz devam edelim. Böylesine elit bir çalışan grubuna ancak bu yakışır.
Saygılarımızla.
HAVA-SEN YÖNETİM KURULU