TÖSHİD’in “Bu önemli harekatta kalplerimizin Türk Silahlı Kuvvetlerimizle birlikte olduğunu ifade etmek istiyoruz” denilen açıklaması şu şekilde:
“Bildiğiniz gibi, ülkemizin Kuzey Suriye’de yürütmekte olduğu Barış Pınarı Harekâtı tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) olarak, bu önemli harekatta kalplerimizin Türk Silahlı Kuvvetlerimizle birlikte olduğunu ifade etmek istiyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Barış Pınarı Harekatı’nda başarıya ulaşacağına yürekten inanıyoruz. En büyük temennimiz, kahraman askerlerimizin her birinin sağ salim geri dönmesi ve ailelerine kavuşmasıdır.
Hizmet İhracatçıları Birliği’nin konuyla ilgili yayınladığı açıklamaya biz de katılıyor, sizlerin de bilgisi için aşağıda paylaşıyoruz.
Bu vesileyle, harekatta hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifa diliyoruz.
Saygılarımızla,
TÖSHİD Yönetim Kurulu”
Hizmet İhracatçıları Birliği’nin açıklaması:
Değerli iş ortağımız,
Hizmet İhracatçıları Birliği olarak, Türkiye’nin Kuzey Suriye’de gerçekleştirmekte olduğu Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili siz kıymetli paydaşımızı doğrudan bilgilendirmeyi görev ve sorumluluğumuz olarak addettik.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözünü kendine şiar edinen Türkiye, ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde barışı savunan; en büyük destekçisi ve garantörü olan ülkelerin başında gelmektedir. Türkiye’nin Kuzey Suriye’de hali hazırda yürütmekte olduğu harekât; herhangi bir etnik gruba, ulusa, ülkeye değil sadece ve sadece ülkemizin ulusal güvenliğini tehdit eden bölgesel ve küresel çapta terör tehdidi oluşturan unsurlara karşıdır.
Bildiğiniz üzere Türkiye, Suriye’de İŞİD’e karşı verilen mücadelede en aktif görevleri üstlenmiş; önceki yıllarda gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında bu terör örgütüyle göğüs göğüse çarpışmış; bu örgütün etkinliğini kaybetmesinde çok önemli bir rol üstlenmiştir.
Ancak ülkemiz adına bölgedeki tek terör tehdidi İŞİD değildir. Türkiye’nin 30 yılı aşkın süredir mücadele ettiği ve başta ABD olmak üzere AB, NATO ve pek çok ülkenin ‘terör örgütü’ ilan ettiği PKK, Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki Kürt vatandaşlarımız da dahil olmak üzere binlerce insanımızın ölümüne neden olan, silah tehdidiyle çocukları, gençleri kaçırarak onları militan haline getiren, eylemleriyle bebekleri dahi katleden acımasız bir örgüttür.
Hali hazırda Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın doğusunu işgal altında tutan ve PKK’nın uzantısı olduğu bilinen PYD/YPG’nin amacı, bu bölgede Türkiye için kalıcı tehdit halini alacak bir ‘terör kuşağı’ oluşturmaktır. Bu ise sadece Türkiye değil, bölgemiz ve tüm dünya için varoluşsal bir sorundur.
Harekâtın temel amacı, etnik ya da kültürel farklılıkları en büyük zenginliği olarak kabul eden ülkemizde barış içinde yaşayan, milyonarca Kürt kökenli vatandaşımız dahil, 81 milyon insanımızın huzuru ve ülkemizin bekasıyla birinci dereceden ilgili Avrupa ülkeleri insanlarının bugün ve gelecekte de yine barış ve huzur içinde yaşamasını garanti altına almaktır.
Diğer yandan, Türkiye’nin önemle altını çizdiği bir diğer konu da komşumuz Suriye’nin toprak bütünlüğüne duyduğu saygıdır. Suriye’nin parçalanması, kuzeyinde, herhangi bir uluslararası gücün çıkarları doğrultusunda yapay bir terör devletinin silah zoruyla inşası, dünyanın altından kalkamayacağı bir sorun haline gelir.
Ülkemiz Suriye’de yaşanan iç savaşın başından bu yana kendisine sığınan mültecilere kapılarını açmıştır. 3,5 milyonu aşan Suriyeli mülteci ile Türkiye, hali hazırda dünyanın en fazla mülteci barındıran ülkesi konumundadır. Bu harekâtın bir diğer amacı da Fırat’ın doğusunu terör örgütlerini arındırarak; içlerinde Kürt, Arap ve Türkmenlerin de olduğu mültecilerin kalıcı bir şekilde ülkelerine dönmelerini ve bu güvenli bölgeye yerleşmelerini sağlamaktır.
Her asimetrik çatışmada olduğu gibi bu sefer de dezenformasyon, gerçekliği olmayan haber ve yorumlarla kara propaganda yine sahnededir. Siz değerli iş ortağımızdan ricamız, bu gibi manipülatif haber, yorum ve paylaşımları ciddiye almamanız ve enformasyon kirliğine müsaade etmemenizdir.
Son olarak söz konusu harekâtın, göstergeleri yukarı yönlü ivmelenen ve yakın dönemde maruz kaldığı ataklara karşı bağışıklığını geliştirerek; istikrarını koruyabileceğini ispat etmiş Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz bir etki oluşturmayacağını ön gördüğümüzü de özellikle belirtmek isteriz.
Barış Pınarı Harekatı’nın sadece ülkemizde değil; bölgemizde dolayısıyla dünyada huzur ve istikrarı yeniden tesis edecek tarihî bir adım olduğunu düşünüyoruz. Siz değerli dostumuzun, Türkiye’nin tezlerinin haklılığını görerek; iş birliği içinde olduğunuz paydaşlarınıza da objektif bir bakış açısıyla aktaracağınıza yürekten inanıyoruz.