İstanbul Fuar Merkezi'nde geçtiğimiz Salı günü başlayıp dün sona eren 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025), Türk Savunma Sanayi’nin ulaştığı noktayı gözler önüne serdi.
Açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı fuarda 33 ülkeden bakan ve 120'nin üzerinde bakan yardımcısı, genelkurmay başkanı, kuvvet komutanı gibi heyet başkanları katıldı. 44 ülkeden 400'ün üzerinde uluslararası firma ürünlerini sergiledi.
Fuar kapsamında sergilenen ürünleri, imzalanan anlaşmaları, yapılan tanıtımları bir hafta boyunca siz değerli okurlarımıza ilettik. Bu yazımda kısaca IDEF 2025 izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım.
AKREDİTASYON KARMAŞASI
IDEF 2025’in ilk günü akreditasyon kargaşası yaşandı. Akredite olmayan çok sayıda yerli ve yabancı gazeteci ile ziyaretçi, fuar alanına giriş yapamadı. Bendeniz de fuar alanına giremeyenler arasında yer aldım.
Fuarın düzenleneceği tarihleri aylar öncesinden bilmeme rağmen ne IDEF’in resmi sayfasında ne de maillerde akredite olunacak link ibaresini görmedim. Meğerse, IDEF’in internet sitesine kendimiz girip akredite olmamız gerekiyormuş. 2 sene önceki IDEF’te böyle bir uygulama yoktu! Geçtiğimiz yıl düzenlenen SAHA EXPO’da ise akredite olmak için bir link vardı. Linke tıklayarak fuara kolayca giriş yetkisini alabiliyordunuz.
Neyse biraz belki de kendi ihmalimiz belki de organizasyonda bu sene yaşanan değişikliklerden dolayı IDEF 2025’i ikinci gününden itibaren takip ettim. Ancak çarşamba günü de ziyaretçiler sistemlerin azizliğine uğradı. Yoğunluk nedeniyle giriş işlemleri güçlükle yapılabildi. Afrika sıcaklıklarının yaşandığı yazın bu en sıcak günlerinde katılımcılar içeriye girmek için uğraş verirken, ter su içerisinde kaldı. Boş park yeri bulabilmek için yaşanan trafik kaosu da bayağı zaman kaybettirdi.
İÇERİSİ İLE DIŞARISI ÇOK FARKLI
Dışarıda yaşanan aksaklıkları, ürünlerin sergilendiği terminal alanı için söylemek ise imkansız. Dışarıdaki kaosa rağmen, adımımızı fuar alanına atınca, derin bir ‘Ohhh’ çektik. Bizi son derece ferah, serin ve düzenli bir terminal karşıladı.
Firmalar kendi alanlarını dev led ekranlar, ışıklar ve yeni teknolojik dekorasyonlarla oluşturmuştu. Gerçekten de salonlardaki düzene ve dekorasyonlara bakınca, ülkemizin özellikle savunma sanayi fuarı alanında ne kadar büyük yol kat ettiğini rahatça fark edebiliyorsunuz. İçeride dışarıdaki karmaşadan eser yoktu.
FUARIN YILDIZI TAYFUN BLOK 4 OLDU
IDEF’in ilk gününe ROKETSAN damga vurdu. Genel Müdür Murat İkinci, Türkiye'nin en büyük hipersonik balistik füze projesi Tayfun Blok 4’ü tanıttı. İkinci, yeni özellikleriyle Türkiye'nin hava gücüne güç katacak olan Tayfun Blok 4’ün, savaş alanındaki en caydırıcı etkiye sahip olacağını belirtti. Şu an için menzili açıklanmayan Tayfun füzesi, fuarın adeta gözdesi oldu. TV kanalları ardı ardına füzenin önünden canlı yayın yaparken, vatandaşlar da bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.
Biz de Tayfun’la fotoğraf çekmeyi ihmal etmedik.
ASELSAN YENİ NESİL SİSTEMLERİ İLE ADETA GÖVDE GÖSTERİSİ YAPTI
Fuarın ikinci günü ise ASELSAN ŞOV vardı. 50. Yılını kutlayan ASELSAN, EJDERHA, GÖKTAN, KORAL 200, TURAN ve GÜRZ Hava Savunma Sistemlerini ilk kez vitrine çıkardı. Yeni sistemler harp sahasında oyunun kurallarını değiştirecek kuvvet çarpanları olarak görev alacak.
Özellikle Çelikkubbe bileşeni Yeni Nesil Anti-İHA Sistemi olan EJDERHA, dronların yanı sıra, mini/mikro İHA’ları mikrodalgayla etkisiz hâle getirebiliyor. EJDERHA, özgün tasarımı ve yüksek mobilite özellikleri sayesinde sahada hızlı konuşlanma sağlıyor.
TÜRKİYE’NİN EN DEĞERLİ ŞİRKETİ
Yoğun tempo içerisinde bir yandan konuklarını ağırlayan, diğer yandan anlaşmalara imza atan ve basına bilgi veren ASELSAN CEO’su Ahmet Akyol, “Bu yıl, sadece bir fuara katılmadık; bir vizyonu, bir mücadeleyi, bir ülkenin yükselişini sahneye taşıdık. ASELSAN, IDEF 2025’e damgasını vurdu. Ve aynı günlerde; piyasa değerimiz 20 milyar doları aştı. Türkiye’nin en değerli şirketi, Avrupa’nın ise en değerli 10 savunma şirketinden biri olarak bu zirveye; kendi mühendisliğimizle, alın terimizle ve milletimizin desteğiyle ulaştık. Türkiye bugün dünyanın elektronik harp sistemi merkezi” sözleriyle gururlandıran tabloyu özetledi.
BAYKAR ‘GÖKYÜZÜNÜN FERRASİ’ PIAGGIO’YU GETİRDİ
İtalya’nın 140 yıllık havacılık devi Piaggio Aerospace’i satın alan BAYKAR da, ‘Gökyüzünün Ferrarisi’ olarak bilinen P.180 Avanti EVO uçağını İstanbul’a getirdi. Yönetici ve VIP taşımacılığı için tasarlanan yüksek performanslı, çift motorlu, turboprop uçak, Atatürk Havalimanı'nda park etti. Buradan İstanbul üzerinde uçuşlar yaptı. Baykar Piaggio Aerospace Baş Test Pilotu Lorenzo Villi, Baykar'ın İtalya'nın 140 yıllık havacılık devi Piaggio Aerospace'i satın almasının hem kişisel hem profesyonel açıdan heyecan verici bir gelişme olduğunu söyledi. Süreci "bir yeniden doğuş" olarak değerlendiren Villi, "Sanki yeni bir işe başlamış gibiyim, yeniden başlıyormuşum gibi hissediyorum" dedi.
"BU BİRLEŞME SIÇRAMAYA YOL AÇABİLİR"
Villi, Baykar-Piaggio birleşmesinin hem üretim kapasitesinde hem de uçuş teknolojilerinde sıçramaya yol açabileceğini söyleyerek, "Baykar'ın insansız sistemler, yapay zeka ve ileri mühendislik alanındaki yetkinliğini Piaggio'nun köklü havacılık mirasıyla birleştirmesi hem İtalya ve Türkiye hem de Avrupa savunma ekosistemi açısından dikkatle izlenmeli" değerlendirmesinde bulundu.
ENDONEZYA’YA 48 KAAN
IDEF 2025’te Türk Havacılık ve Uzay Sanayi TUSAŞ, özellikle Endonezya ile 48 adet ‘KAAN’ uçağının ihracına ilişkin resmi imzaları atarak, Cumhuriyet tarihinin en büyük savunma sanayi ihracat sözleşmesine resmiyet kazandırdı. TUSAŞ ayrıca, milli imkanlarla üretilen Jet Eğitim Uçağı Hürjet’in ihracatına yönelik Airbus ile yeni anlaşma imzaladı. Anlaşma, HÜRJET’in İspanya’ya ihracatını hızlandıracak.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, GE AEROSPACE ile HÜRJET jet eğitim uçağının motor töreninde, "Hedefimiz havacılık ve savunma endüstrisinde küresel liderliktir” diyerek, TUSAŞ’ın nihayi hedefini ortaya koymuş oldu.
Fuarda Canik ve Sarsılmaz gibi savunma sanayi şirketleri son ürünlerini sergilerken, ziyaretçilerin yoğun ilgisi ile karşılaştı.
Türkiye’nin sanayi öncülerinden Kale Grubu da, savunma ve havacılık sanayisindeki yerini daha da güçlendiren stratejik bir ortaklığa imza attı. Grup, portföy dönüşüm stratejisi kapsamında, elektromekanik sistemler alanında Türkiye’nin lider firmalarından ANDAR’ın ortağı oldu.
Savunma sanayimizin geldiği seviyeden gurur duymamak elde değil. Bundan sonra artık imzalanan anlaşmalar çerçevesinde belirlenen hedeflerin gerçekleşmesi için yine aynı disiplin ve özveri ile çalışmak gerekir.
İyi haftalar dileğimle…
Sayfa başına git