Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Otelciler Federasyonu 7. Olağan Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Ülkemiz, tarihiyle, tabiatıyla, gastronomisiyle en önemlisi de insanıyla adeta dünyanın tüm güzelliklerini kendinde toplamış bir hazineye sahiptir. Güneyimizdeki sahillerimiz bir başka güzeldir. Egemizin koyları bir başka güzeldir. Marmaramızın kadim çağlardan beri süren cazibesi bir başka güzeldir. Karadenizimizin yeşili bir başka güzeldir. Doğu Anadolumuzun kışı bir başka güzeldir. Güneydoğu Anadolumuzun otantikliği bir başka güzeldir. İç Anadolumuzun gizli hazineleri bir başka güzeldir. Velhasıl tüm bölgeleri ve şehirleriyle turizm sektörünün gelişip büyümesine uygun bir ülkede yaşıyoruz.
Turizm geliri bakımından zirve noktadayız
Dünyada turizm sektörünün büyük atılım gösterdiği dönemlerde biz çeşitli sebeplerle süreci hep geriden takip ettik. Her alanda olduğu gibi turizmde de ilk büyük hareketliliği Özal döneminde başlattık. Daha sonraki dönemlerin istikrarsız ortamında yavaşlayan turizm yatırımları AK Parti hükümetleriyle birlikte hız kazanmıştır. Her ne kadar küresel salgın döneminde kısa bir ara vermiş olsak da, hem turist sayısı hem turizm geliri bakımından ülkemizin zirve noktasını yaşıyoruz.
Turist başına gecelik harcamanın bin Dolar’a yaklaşması, verilen emeklerin karşılıklarının alınmaya başlandığının işaretidir. Türkiye'nin 2021'de dünyada turist sayısında 4'üncü, turizm gelirinde 8'inci sıraya yükselmiş olması bu yıl çok daha iyi yerlere geleceğimizin habercisidir.
Sahip olduğumuz bakanlık belgeli 4 bin 768 konaklama tesisi ve 1 milyon 85 bin yatak kapasitesini yeni yatırımlarla takviye ediyoruz. Basit konaklama, işletme belgeli olanlarla beraber toplam faal tesis sayımız 20 binin, yatak kapasitemiz 1 milyon 730 binin üzerine çıkıyor.
Dünyada giderek önem kazanan çevreye duyarlı yani yeşil yıldızlı tesis sayımız da hızla artıyor. Bu yılın ilk 10 ayında 193 milyon gecelemeyi geride bırakan sektörümüzü, tüm yatırımcıları, işletmecileri ve çalışanlarını şahsım ve ülkem adına tebrik ediyorum.
3 bini bulan üye ve 800 bine yaklaşan yatak kapasitesiyle sektörün en büyük sivil toplum temsilcisi olan TÜROFED de bu başarıda pay sahibidir. Geleneksel tüm misafirperverliğini modern işletmecilik anlayışıyla harmanlayarak ülkemizi turizmde bir dünya markası haline getiren ve bu yolda çaba harcayan herkese şükranlarımı sunuyorum.
Dünya liderliğine yükselme yolumuz açıktır
Turizmdeki rakiplerimizin küresel krizlerin etkisiyle irtifa kaybettiği şu dönemde bizim çok daha fazla çalışarak dünya liderliğine yükselme yolumuz açıktır. Millet olarak en büyük vasfımız olan krizleri fırsata çevirme maharetimizi ekonomimizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüterek tekrar göstereceğimizden kimse şüphe duymasın.
Sadece turizm sektöründe hali hazırda 609 yeni tesis ve 143 bini aşkın yeni yatak kapasitesine sahip yatırımların sürmesi bu gerçeğin ifadesidir. Üstelik elimizde deniz, kum, güneş turizminin ötesinde hala potansiyelinin çok azını değerlendirebildiğimiz daha pek çok imkan var. Terörden arındırdığımız güneydoğu bölgesinin medeniyetlerin binlerce yıllık tarihinden süzülüp gelen güzellikleri bunlardan biridir.
Altyapısındaki gücünü ispatladığımız sağlık turizmi bunlardan biridir. Anadolunun dört bir yanına uzanan ve her birinin ayrı hikayesi ayrı efsanesi olan seyahat rotalarımız bunlardan biridir. İstanbul'dan Diyarbakır'a, Bursa'dan Van'a, İzmir'den Mardin'e, Çanakkale'den Hatay'a pek çok şehrimiz başlı başına birer turizm değeridir.
Daha Şanlıurfa'yı, Gaziantep'i, Adana'yı, Erzurum'u, Trabzon'u Konya'yı saymıyorum bile. Turizm sektörümüzdeki gücümüzün farkına giderek daha çok varıyoruz. Sizler de mutlaka tespit etmişsinizdir. Yurt dışında gittiğimiz yerlerde gerçekten insanı etkileyen görüntülerle karşılaşıyoruz.
Dışarıdan gelen herkes bu zenginliği hemen fark ediyor
Kimi yerde tabiat, kimi yerde tarih, kimi yerde kültür, kimi yerde gastronomi zenginliği var. Ülkemizin farkı ise tüm bu güzelliklerin hepsini birden misafirlerinin hizmetine sunabilmesi. Yaşadığımız coğrafyanın kıymetini çoğu defa biz yeterince bilmiyor olabiliriz. Ama dışarıdan gelen, dışarıdan bakan herkes bu zenginliği hemen fark ediyor.
Bu büyük hazineyi en iyi değerlendirmesi gerekende turizm sektörüdür. Turizmde artık çıraklık ve kalfalık dönemimizi bitirdik ustalık aşamasındayız. Dolayısıyla yaptığımız her yatırımı, her tesisimizin işletmesini yürüttüğümüz her faaliyeti bu güce ve birikime uygun şekilde gerçekleştirmeliyiz. Gelişmiş ülkelerin çoğunda yetişmiş insan gücü eksiği sebebiyle işlerin aksadığı, homurtuların yükseldiği bir dönemde ustalığımızı daha iyi bir şekilde konuşturmalıyız.
TÜROFED üyeleri başta olmak üzere, turizmcilerimizin her biri bu doğrultuda atacakları adımlarda hükümetimizin desteğini yanında bulacaklarından emin olsunlar. Biz Türkiye'nin çıkarları söz konusu olduğunda kimsenin kimliğine, meşrebine, kökenine bakmayız. Baktığımız tek yer ülkemize kazandırılan eserler, milletimize yapılan hizmetlerdir. Hayatımızın hiçbir döneminde yatırımcı düşmanlığıyla siyaset yapmadık, bundan sonra da yapmayız.
"Türkiye Yüzyılı dediğimiz yeni bir dönem açılıyor"
Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına geçmiş eksikleri gidermiş, alt yapımızı kurmuş, bölgesel ve küresel gücümüzü tahkim etmiş olarak giriyoruz. Ülkemizi bu seviyeye getirmek için son 20 yılda verdiğimiz demokrasi ve kalkınma mücadelesinin sizler de şahidisiniz. Şimdi önümüzde adına Türkiye Yüzyılı dediğimiz yeni bir dönem açılıyor. İnşallah Türkiye Yüzyılını da sizlerle birlikte inşa edeceğiz.
Biraz önce yaşadığımız coğrafyanın zenginliklerinden bahsederken elbette aynı coğrafyanın önümüze çıkardığı zorlukları da görmezden gelmiyoruz. Ülkemizi dört bir yanında süren krizlerin, çatışmaların, çekişmelerin dışında tutmak için gerçekten çok çalışıyoruz. Küresel dengeleri, bölgesel hassasiyetleri adeta bir kuyumcu terazisi titizliğiyle ölçüyor, tartıyor politikalarımızı buna göre değerlendiriyoruz.”